22 Ocak 2014 Çarşamba

Biraz Anlayış...

    Merhaba arkadaşlarım :)
   Öncelikle yazıma hoşgeldiniz :) oso oseyoo ^ ^ 
   Bugün oturdum bilgisayarımın başına bazı blogları dolandım.Ve gördüm ki insanlar bazı şeylerin peşine düşmüş.Misal;
-En çok ben hayranım o grubaa!
+Hayır en çok ben hayranım!
-Hıı,senin hayranlığın sayılmaz bi kere,sen daha çıkmaz ayın son çarşambasında yayınlanan şu programın kamera arkası görüntülerinin şu dakikasındaki kelimeyi bile ezberleyememişsin.Sen ne biçim hayransın bi de kendine fan diyosun,cık cık cık...
 diye devam eden yazılar okudum.Tabii ki çok güzel bilgiler yazan bloglar da var.Hatta "ya bunlar nerden buluyor bu bilgileri Allah Allah,acaba menajeri falan mı tuttu bunlar?nasıl bir istihbaratmış arkadaş,vay anasını be" dedirten yazılar da okumadım değil :D
   Blogculuğun hakkını verenler olduğu gibi,bu işi abartıp artık Güney Kore'yi takıntı haline getirenler de var ne yazık ki.Konu hakkında olumsuz bişey söyletmezler.Söylediniz mi geçmiş olsun.Artık dillerinden kurtulamazsınız.Bence siz fazla deşmeyin derim.Eleştiriye açık olmayan insanların yazılarını başkalarına okutmasına gerek yok bence.Hani yaz,sadece kendin oku,kendine övgüler yağdır.Senin istediğin bu bence.
   Demek istiyorum ki;
   Herhangi birşeyi de sevebileceğiniz gibi,ülkeyi,ırkı,olayı,kişiyi,durumu,kaşı gözü... herşeyi sevebilirsiniz.Ama sizin nasıl sevme hakkınız varsa insanların da sevmeme hakkı vardır.Eleştirmesine ve fikrini söylemesine izin verin bence.Bu sizin yararınıza olur.İnsan tek bir fikirle gelişemez zaten.Farklı fikirler olmazsa zaten kendi fikrini de seçmiş sayılmaz,zaten olan birşeyi kabullenmek zorunda kalır.
   Bu gün bu yazıyı yazmak geldi içimden.

   Ha bu arada ramen yaptım.Ama pek benzemedi onlarınkine.Zaten gerçek ramen satılmıyor.ya da ben bilmiyorum satılıyor mu.sanmıyorum,satılmıyordur herhalde.herneyse tadı fena değildi,ama görüntüsü de benzemedi hiç,bildiğin sebzeli makarna gibi oldu.O yüzden paylaşamayacağım ramen tarifi :/ mianhae
  
   Teşekkürler :)
   Bye

19 Ocak 2014 Pazar

Zayıflamanın Kolay Yolu:Yemek Çubukları ^ ^

   Selam!
   Yazılarıma fazla ilgi gösterilmese de yazmaya devam ediyorum.Çünkü yazmayı seviyorum.Hem de kimse okumayınca yazmak daha kolay oluyor benim için :D fighting!!
   Dün internetten sipariş ettiğim yemek çubuklarım geldi.İsmini tabi ki biliyorum ama yemek çubuğu ismini kullanmak daha iyi olur diye düşündüm.Zaten temin edebileceğimiz bir tane site var benim bildiğim.onunda ismi zaten bu yemek çubuklarının orjinal ismi.Neyse efenim.
   Pembe rengini spariş ettim.Uçuk pembe görünüyordu internette ama daha koyu bir pembe geldi.Olsun bunu bulduğumuza şükürÜrün  paslanmaz çelikmiş.Yanında minik bir çatal ve minik bir kaşıkla geliyor.
   Şimdi bunlara yemek yeme işi bir maceraya dönüşüyor.Bunlara tanıştıktan sonra ordaki insanarın nasıl bu kadar zayıf olduklarını anladım doğrusu :D :D Biz kaşığı dolduruyoruz tabi,bu çöp stiklerle (:D) yemeği bir türlü alamıyorsunuz,alsanız da azıcık azıcık.Tabi onlar kolay yiyordur da ben henüz alışmadığım için çok zor yedim.Ama sonunda başardım :D  tabi bu işin şakası.Onlar da çok yemek yiyor bizim gibi.Onlar biliyor kaşığı tutmasını tabi yerler.Ama evde saedec bu yemek çubukları olsa ben gerçekten zayıflarım.
   Bir müddet yemeye çalıştım.Kendi kendime fighting dedim felan ama olmadı.En sonunda aldım kaşığı elime daldırdım.Kaşığın hayatımda ne önemli bir yeri varmış bunu anladım.Şükrettim :D
   Ama öğreniyorum ya yavaş yavaş :)
   Bu arada bunların tahtaları,renklileri ve saire satılıyor mu Türkiye'de?göreniniz var mı?
   Hiçbir yerde satıldığını görmedim ben.O yüzden internetten almak zorundaydım.Eğer satılan bir yer biliyorsanız yorum bırakabilir misiniz?İstanbul ve Ankara belki vardır.Ama ben oralarda oturmadığımdan  ötürü bulamamış da olabilirim.
     Bi ara ramen yapıp yazacağım.Fotoğraf da koyarım büyük ihtimal.Orda bu yemek çubuklarını da görebilirsiniz :)
   Okuduğunuz için telekkürler :)
    Bir sonraki yazıda görüşmek üzere..
    Hoşça kalın ^ ^

15 Ocak 2014 Çarşamba

Durup Dururken K-pop

   Annyong haseyo :)
   Merhabalar efenim.Nasılsınız,haliniz keyfiniz yerinde mi?Oh oh iyi,Allah daha iyi etsin.Ben de iyiyim çok şükür,sağlığınıza duacıyım......yazıyı güne gelmiş teyze repliği ile açayım dedim.Ne kibar konuşurlar ,kankalarına bile Fatma Hanım,Ayşe Hanım diye hitap ederler.Severim böyle diyalogları ^ ^ 
   Bugün sizlere geçmişte "herkes izliyor bu neymiş ben de bi bakayım" deyip izlediği Kore dizisinin 15 dk sını bile izleyemeden sıkılan,Kore fanı arkadaşlara sahip ama Kore ile ilgili konu açılınca fransız kalan,çekik gözlü görünce "ama bunların hepsi birbirine benziyor,hepsinin surat aynı" diyen,arkadaşları Koreli süslü grupların fotoğrafını gösterince "kız mı bunlar?" -gerçekten ayırt edemiyordum- diye tepki veren ama sonra durup dururken Kore ile tanışan kızın hikayesini anlatacağım.(Ne acıklı bir giriş oldu :D)
   Çaylar kahveler hazırsa başlıyorum chingular :)
   

   Lafıma bir arkadaşımın kulağını çınlatarak başlayayım bari.Muhtemelen okumayacak :D
   Lise yıllarımda dershane sınıfımda Kore dizileri izleyen,K-pop dinleyen hatta ismini de vereyim Beast grubundan junhyung fanı olan bir arkadaşım vardı.Müziklerini dinlerdi,dans kliplerini izlerdi,dans figürlerini taklit ederdi falan filan.Hatta Kore dizi bölümlerini indirip dershaneye gelirken otobüste mp5'inden izlerdi.O bol sorulu,testli,sınavlı stresli dönemde bile dizilerden vazgeçmezdi.İşte ilk Kore lakırdısını o arkadaşımdan duydum.Resimlerini felan gösterince "e bunlar kız gibi" diyordum.Bir ben değil herkes diyordu bunu tabi  o zamanlar.O arkadaşım bana bazı dizi isimleri söylerdi "benim kız arkadaşım dokuz kuyruklu tilki"...(şimdi aklımda kalan bir tek bu var,yoksa daha bir sürü isim duydum aslında :D) Bu dizi isimlerini duyunca"bu nasıl dizi ismi böyle,dizi ismini söyleyene kadar bölüm bitiyor haha" deyip dalga geçerdim.Hey gidi günler :D
   Sonra liseden mezun oldum.Üniversiteye başladım.Bizim sınıftan da Kore fanı çıkıverdi.Ama bu sefer Kore'den nefret ettirdiler.Cidden onlarla tanışana kadar nötr olan duygularım bir anda eksi yöne döndü.Aslında iyi insanlardı ama kusturana kadar izledikleri dizileri anlatırlardı.Sizin de böyle arkadaşlarınız varsa bana hak verirsiniz diye umuyorum.
   Neyse bu arkadaşlarla muhabbete sınır getirdim ben falan.Üstünden iki yıl geçti...



   Sene 2013....Eylül ya da ekim ayındayız,günlerden cumartesi...
   Akşamla gece arası bir vakitte açtım televizyonu günlük rutinim olan kanalları değiştire değiştire geziyorum.Güya Tv izliyorum işte.Ne var ne yok diye bakıyorum.Baktım 3 adam vardı.Onun da başlangıç kısmı güzel oluyor.Konuk gelince program sıkıcılaşıyor.Onun başlangıç kısmını izleyip zaplamaya devam edecektim.Sonra bir ara reklam verdiler.Sonra ben zaplarken TRT müziğe denk geldiiiimm!!!
   "Anaaa!Koreliler Türkiye'ye mi gelmiş,vay be nasıl bir akım arkadaş,hep de kızlar var hee,haha,kesin şimdi hepsi bana baktı el salladı bana güldü diye havaya girerler,hahahah "diye düşünürken izlemeye başladım.
   Önce kostümler dikkatimi çekti,"yahu,ne kadar özenmişler,helal olsun valla,her şarkıya özel kareografi yapmışlar" dedim çok takdir ettim doğrusu.Beast çıktı ben baktım ritim tutmaya başlamışım,herkes çığlık kıyamet.bir yandan da düşünüyorum bu gruplar ne kadar kalabalık diye.Sonra en kalabalık grup en son çıktı.Super Junior.Ben böyle enerji görmedim.Bunları izlerken ben yoruldum yani o derece.Bir ara konseri izlemeye gelenlerin birinden kamerayı alıp,kendilerini çektiler felan.Bu gibi şeyler bana çok samimi geldi.Çünkü insanlar şöhreti bulunca kendini bişey sanıyor burda.Hep bi uzaklık var.Ama ben burda bi samimiyet gördüm yani. 
   Sonra Müzik Bank bitti.Ben bi baktım üç adam çoktan konuğu davet etmiş,program sonlara yaklaşmış felan.Neye niyet neye kısmet :)
   Ama Müzik Bank sonunda fikirlerim çok değişmiş değildi.Ha değişiti,nasıl değişti.Şarkılar çok hoşuma gitti.Eğlenceli yerinde duramayan şarkılar dinlerdim zaten.Bu şarkıları da beğenmiştim.Showdan sonra aklımda kalan "bamiayiyaaaa" oldu bir de "mr.simple"
   Böylece müzik bankla birlikte "aslında çok da nefret edilesi değillermiş yiiaaa,şarkıları güzelmiş" diyebildim.Yani K- harfine olan antipatimden biraz kurtulmuş oldum.
    Bundan sonra ne olduğunu merak ederseniz takipte kalın ;)
    Hoşçakalın :)
    

12 Ocak 2014 Pazar

ben geldim :)

   Öncelikle merhaba :)
   Uzun zamandır yazı eklemiyorum.Zira kozmetikle artık aramız o kadar iyi değil.Her ne kadar hala kozmetik ürünleri kullansamda eskisi kadar ilgilenmiyorum kozmetikle.Aynı zamanda yoğun bir dönemden geçtim.Yazı eklemek için vaktim pek yoktu açıkçası.Ama yazmayı gerçekten çok özlemişim.
   Bundan kısa bir süre önce düzenli olarak internetten yaptığım kozmetik alışverişlerimi durdurma kararı aldım.Çünkü gereğinden fazla ürün vardı elimde ve her katologda mutlaka alacak birşeyler çıkıyordu.Böyle olunca haliyle yoktan yere harcıyordum ve aslında başka markaları deneme şansım olmuyordu.Aynı zamanda kozmetikte kendim için kullanabileceğim bilgileri aldığımı düşünmeye başladım.Yani kozmetik yolumda bu kadarının yeterli olduğunu ve daha fazlasını istemediğimi anladım.Bu demek olmuyor ki artık kullandığım,beğendiğim veya beğenmediğim ürünler hakkında yazı yazmayacağım.Hala ürün tanıtım yazısı yazmayı düşünüyorum.Çünkü bu yazıların amacı fikir belirtmek.İnsanlar almak istediği bir ürün hakkında kullanan birinden fikir almak isterler diye umuyorum.Ve fikrimi belirtmemin insanlara yardımcı olacağını umuyorum.Bu yüzden arada sırada kozmetik yazısı da yazmayı düşünüyorum.Bunu bir yerinde sayış olarak değerlendirin.
   Evet,farklı alanlara yöneldim bu süre zarfında.Mesela K-Pop'u keşfettim.Durup dururken.Bunun hikayesinden de bahsedeceğim ilerleyen zamanlarda.Eminim Kore hakkında birçok blog var.İzlenen diziler,dinlenilen şarkılar ve saire Türkiye'de de bir takım hayran grupları oluşturdu.Bunlar hakkında konuşacağız.Açıkçası Kore konusunda en çok sevdiğim ballad şarkıları oldu.Bu şarkıların ne anlatmak istediğini anlamak çeviriye bakayım derken güzel çeviriler bulamadım.Bu yüzden sevdiğim bazı şarkıların da çevirilerini yapacağım.
   İnşallah eğleniriz,ben eğlenmeyi umuyorum.
   hadi ben kaçtım chingular :)